Camiler ve Diğer Dini Yapılar
Ulucami
Caminin ilk defa Selçuklu Sultanı III. Alaattin Keykubat zamanında, onun azatlı kölesi Hayrettin tarafından yaptırıldığı değerlendirilmektedir. Cami, bugünkü halini geçirdiği büyük onarımlar sonucu almıştır. II. Beyazıt zamanında 1446 tarihinde meydana gelen büyük depremde harap olmuş, Mimar Sinan tarafından onarılmıştır. Bu onarım Mimar Sinan’ın Teskiret-i Enbiye isimli kitabında da geçmekte olup, kitapta “Çorum’da Alaaddin Camii’ni müceddeden tamir ve inşaa ettiği” yazılıdır. III. Murat zamanında cami
“ Sultan Muradi Salis Cami “ diye anılmaya başlamıştır. IV. Murat, Erivan Seferine giderken Çorum – Boğacık Köyünde konaklamış, cami bu dönemde tekrar tamir ettirilerek etrafına medreseler ve akarat yaptırılmıştır. Cami bu zamanda Sultan Muradi Rabi Camii olarak adlandırılarak Evkaf Dairesi kayıt ve sicillerine bu adla geçmiştir.
1790 yılındaki depremde tekrar harap olan cami, Çapanoğlu oğlu Abdülfettah Bey tarafından 1810 yılında ahşap, tek kubbeli olarak tamir edilmiş, bugünkü görünümünü almıştır. Caminin son cemaat yeri ve üst katı II. Meşrutiyetin ilanından sonra yapılmış, doğu tarafa minare ilave edilmiştir.
“ Sultan Muradi Salis Cami “ diye anılmaya başlamıştır. IV. Murat, Erivan Seferine giderken Çorum – Boğacık Köyünde konaklamış, cami bu dönemde tekrar tamir ettirilerek etrafına medreseler ve akarat yaptırılmıştır. Cami bu zamanda Sultan Muradi Rabi Camii olarak adlandırılarak Evkaf Dairesi kayıt ve sicillerine bu adla geçmiştir.
1790 yılındaki depremde tekrar harap olan cami, Çapanoğlu oğlu Abdülfettah Bey tarafından 1810 yılında ahşap, tek kubbeli olarak tamir edilmiş, bugünkü görünümünü almıştır. Caminin son cemaat yeri ve üst katı II. Meşrutiyetin ilanından sonra yapılmış, doğu tarafa minare ilave edilmiştir.
Ulu Caminin abanoz ağacından yapılan minberi, kitabelerine göre 1306 tarihinde Davutoğlu Ahmed’in emri ile Ankara’lı sanatçılar Abdullah oğlu Davut ve Ebubekir oğlu Muhammed tarafından yapılmıştır. Bazı onarımlar görmüş olan minber orjinalliğini büyük ölçüde korumuştur.
Han Cami ( Gülabibey Cami, Ömer Neftçi Cami)
Çorum Gülabibey Mahallesinde yer alan cami, Gülabibey Cami, Han Cami, Ömer Neftçi Cami olarak üç şekilde isimlendirilmektedir. Erken Osmanlı Dönemine tarihlenen cami, Çorum Beylerinden Gülabibey tarafından yaptırılmış,
1579 yılında onarım görmüştür. Hıdırlık Cami, Türbe ve Haziresi Çorum Hıdırlık Mevkiinde yer almaktadır. Rivayete göre Hz.Peygamberin dostlarından ve ona hizmet edenlerden Suheybi Rumi’ ye saygı nişanesi olarak Hıdıroğlu Hayrettin tarafından yaptırılan caminin, yapım tarihi bilinmemektedir. Eski caminin yerine Yedi-Sekiz Hasan Paşa’nın isteği ile II. Abdülhamit döneminde yenisi inşa edilmiştir.
1579 yılında onarım görmüştür. Hıdırlık Cami, Türbe ve Haziresi Çorum Hıdırlık Mevkiinde yer almaktadır. Rivayete göre Hz.Peygamberin dostlarından ve ona hizmet edenlerden Suheybi Rumi’ ye saygı nişanesi olarak Hıdıroğlu Hayrettin tarafından yaptırılan caminin, yapım tarihi bilinmemektedir. Eski caminin yerine Yedi-Sekiz Hasan Paşa’nın isteği ile II. Abdülhamit döneminde yenisi inşa edilmiştir.
Veli Paşa Konağı Çorum ili Merkezinde Tepecik Mahallesi Şeyh Eyüp Sokak No.13’te bulunmakta olup, Veli paşa oğlu Şevket Bey (Eren 1875-02 Haziran 1940) tarafından 1923-1924 tarihlerinde yaptırılmıştır.
Veli Paşa konağı genel yerleşimi,iki kat ve bodrumdan oluşan iç sofalı (karnıyarık) plan tipindeki konak yapısı ile içe dönük bahçe etrafına yerleşmiş müştemilat yapılarından oluşmaktadır. Kuzey ve batısında yollarla çevrelenmiş avluya her iki sokaktan
giriş,kuzeyden iki kanatlı ahşap kapı ile batısından da yine haremlik ve selamlık olduğu düşünülen iki ayrı kapı ile sağlanmaktadır. Genel özellikleri ile yapı, Türk evinin ve Çorum’un tarihi evlerinin öne çıkan bir örneğini oluşturmaktadır. Bulunduğu çevrede tarihi dokunun devamı niteliğindedir. Veli Paşa Konağı, camisi, caddesi ve sokağı ile bir bütünlük arz eder. Konak Çorum Belediye Başkanlığı’nca 2004 yılında aslına uygun olarak restore edilerek,tefrişatı yapılmış ve Çorum Kültür-Sanat faaliyetleri ile yöresel mutfak örneklerinin sunulduğu otantik bir mekan haline getirilmiştir.
giriş,kuzeyden iki kanatlı ahşap kapı ile batısından da yine haremlik ve selamlık olduğu düşünülen iki ayrı kapı ile sağlanmaktadır. Genel özellikleri ile yapı, Türk evinin ve Çorum’un tarihi evlerinin öne çıkan bir örneğini oluşturmaktadır. Bulunduğu çevrede tarihi dokunun devamı niteliğindedir. Veli Paşa Konağı, camisi, caddesi ve sokağı ile bir bütünlük arz eder. Konak Çorum Belediye Başkanlığı’nca 2004 yılında aslına uygun olarak restore edilerek,tefrişatı yapılmış ve Çorum Kültür-Sanat faaliyetleri ile yöresel mutfak örneklerinin sunulduğu otantik bir mekan haline getirilmiştir.
Külliyeler-Medreseler-Türbeler
Hüseyin Gazi Külliyesi
Alaca İlçesinin 3 km. güneyinde yer alan yapı kompleksi medrese, türbe, aşevi, misafirhane, çeşme ve havuzdan oluşmaktadır.Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait iken önceki yıllarda şahsa satılan yapı kompleksi 13yy.‘a tarihlendirilmektedir.(Yapı kompleksinin medresesi Medrese bölümünde, türbesi ise Türbe bölümünde anlatılmıştır.) Günümüzde yapı kompleksinin çevresi, mal sahibi tarafından etrafı duvar ve tellerle çevrilmiştir. Hüseyin Gazi Külliyesi medrese, medresenin girişindeki aşevi, medresenin doğusunda türbe, medresenin kuzeyinde havuz, avlunun kuzeyinde çeşme ve kompleksin kuzeydoğusunda bugün depo olarak kullanılan misafirhane yapısından oluşmaktadır.
Kalehisar Külliyesi (Behramşah Külliyesi) Selçuklu Devrine tarihlenen külliye medrese, hamam, türbe ve handan oluşmaktadır.(Külliyenin medresesi Medrese Bölümünde anlatılmıştır.) Külliyenin hamamı medresenin güneydoğusunda kalmaktadır. Kareye yakın planlı yapının bazı duvarları temele kadar yıkılmıştır. Han külliyenin batısında yer almakta olup, yalnız temelleri kalmıştır. Külliyeye ait türbe yapısı ise kuzeyde yer almaktadır.
Kare planlı türbenin bugün bir kemer parçası kalmıştır. Hüseyin Gazi Medresesi Alaca İlçesinin 3 km. güneyinde bulunan medrese pek az tanınan fakat orijinal bir mimari düzen göstermesi bakımından son derece ilginç bir yapıdır. Kitabesi olmadığı için yapım tarihi belli olmayan ancak mimari özellikleri göz önüne alınarak 13.yy‘a tarihlenen yapı çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye görünümü vermektedir. Birbirine geçme iki bölüm halinde düzenlenmiş olan yapı kompleksine doğudaki beyaz ve siyah mermerden yapılmış portalle giriş sağlanmaktadır. Sanat tarihi açısından oldukça önemli olan ve basit bir bordürün çerçevelediği portalin kapı nişi derin ve kemeri altı sıra stalaktit dolguludur. Altta üzerinde yazı bulunmayan levha ile levhanın iki yanında iki oymalı kabara yer almaktadır. 13.yy. ortalarına tarihlenen bu Selçuklu portalinden giriş holüne geçilmektedir.
Dikdörtgen planlı holün kuzeyinde iki kademeli olarak dışarıya çıkıntı yapan bir kanat mevcuttur. Kuzey duvarında bulunan ocak yeri bu mekanın yapı komleksine ait aşevi olduğunu göstermektedir. Giriş holünün batı duvarında kesme taştan örülmüş, kemerli basit bir kapı ile avluya geçilmektedir. Giriş kapısıyla avlu arasında bir eyvan ve avlu ile eyvanın yanlarında odaların bulunduğu mevcut olan duvar kalıntılarından anlaşılmaktadır. Avlunun güneyinde ise ana eyvan ile eyvanın batısında bir oda, doğusunda türbe yer almaktadır. Sonradan yapılan tadilatlarla ana eyvanın güney duvarına kapı açılarak, bu bölüme geçiş sağlanmıştır. Kalehisar Medresesi
( Behramşah Medresesi) Mahmudiye Köyünün 2-3 km. güneyinde Kaletepe Mevkii denilen alanda yer alan medrese buradaki külliyenin bir parçasıdır. Yapım tarihi belli olmayan yapı, mimari özellikleri bakımından bir Selçuklu yapısı olduğunu göstermektedir. İki eyvanlı tipte, moloz taşla inşa edilen medrese kuzey-güney doğrultusunda kareye yakın bir planda yapılmıştır. Uzun giriş eyvanından üstü açık avluya geçilmektedir. Giriş eyvanının her iki yanında birer dershane odası, giriş ekseninde mihrap nişli ana eyvan ve her iki yanında birer oda yer almaktadır. Avlunun her iki tarafında avluya açılan üçer oda bulunmaktadır. Avluda üzeri tonozlu revak kalıntıları görülmektedir. Yapının portaline ait hiçbir iz kalmamıştır.
Hüseyin Gazi Türbesi Hüseyin Gazi yapı kompleksi içinde bugün iyi durumda bulunan türbe, avlunun güneydoğusunda yer almakta olup, türbenin kapısı avlu tarafında avluya 45 derecelik bir açı yapar şekilde tertiplenmiştir. Türbe dikdörtgen planlı, çapraz tonoz örtülüdür. Dışardan görülen kubbe yalancı olup, sonradan yapılmış olması muhtemeldir. İnşa malzemesi olarak alt kısımlarda taş, üst kısımlara doğru az da olsa tuğla kullanılmıştır. Tuğla ve taş araları horasan harçlıdır. Türbeye yuvarlak kemerli, taş çerçeveli üzeri işlemeli ahşap bir kapı ile giriş sağlanmaktadır. Kapı kemeri üzerinde renkli mermerden yapılmış 12 köşeli yıldız motifi ile kapı üzerinde yine mermerden 4 sıra yazı bulunan kitabe bulunmaktadır. Türbenin duvarlarının iç yüzeyleri tatlı kireç sıvalı olup, üzerinde Allah, Muhammed ve halifelerin isimleri yazılıdır.
Duvarların üst kısmında her duvarda bir adet olmak üzere toplam 4-adet pencere yer almaktadır. Pencereler içten dışa doğru daralarak dikdörtgen çerçeveli küçük birer mazgal pencereyle dışa açılmaktadır. Pencerelerin ikisi üzerinde içinde 5 köşeli yıldız motifi bulunan niş kısmı yer almaktadır. Çapraz tonoz ile örtülü olan türbenin tonozunda iç içe dairevi çizgilerden meydana gelen koyu mavi zemin üzerine beyaz çiçek motifli bir göbek kısmı bulunmaktadır. Türbenin içinde bir adet mezar yer almakta olup, mezarın baş kısmında 12 dilimli sarıklı mermerden bir mezar taşı mevcuttur. Baş taşının ön yüzünde 8 sıra araları cetvelli eski yazı kitabe, arka tarafında ise taban üzerinde kalp şeklinde mermer bir kurna bulunmaktadır.
Demirşıh Türbesi Sungurlu İlçesine bağlı Demirşıh köyünün mezarlığı içinde bulunan türbe, doğu-batı yönünde dıştan dikdörtgen biçimli, kareye yakın iki odadan meydana gelmiştir. Birinci oda 25-30 yıl önce yeniden yapılmış, ikinci oda ise orijinal şeklini korumuştur, Alçak ve sivri kemerli kapı ile türbe kısmına geçilmektedir. Mekan kubbe ile örtülüdür. Cephelerin üç tanesinde pencere, güney duvarında niş yer almaktadır. Yapı malzemesi olarak dış köşelerde sarı kesme taş, duvarlarda toplama taş ve devşirme malzeme kullanılmıştır. Osmanlı Devri türbe yapılarına benzemekle beraber taşra tipindedir. Koyunbaba Türbesi Osmancık İlçe merkezinde bulunan ve
Osmanlı padişahlarından Sultan II. Beyazıt zamanında 1469 tarihinde yaptırılan türbe, yüksekçe bir tepe üzerinde kurulmuştur. Evliya Çelebi’ye göre türbe alanında cami, yemekhane, ziyafet odası, konuk evleri ve kurşun kaplı bir türbe yaptırılmıştır. Ancak, türbe dışındaki yapıların bugün temelleri kalmıştır. Türbenin çift kanatlı, derin oyma tekniği ile işlenmiş ahşap kapısı bugün Çorum Müzesi’nde korunmaktadır. Türbe 1989 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir
Kalehisar Külliyesi (Behramşah Külliyesi) Selçuklu Devrine tarihlenen külliye medrese, hamam, türbe ve handan oluşmaktadır.(Külliyenin medresesi Medrese Bölümünde anlatılmıştır.) Külliyenin hamamı medresenin güneydoğusunda kalmaktadır. Kareye yakın planlı yapının bazı duvarları temele kadar yıkılmıştır. Han külliyenin batısında yer almakta olup, yalnız temelleri kalmıştır. Külliyeye ait türbe yapısı ise kuzeyde yer almaktadır.
Kare planlı türbenin bugün bir kemer parçası kalmıştır. Hüseyin Gazi Medresesi Alaca İlçesinin 3 km. güneyinde bulunan medrese pek az tanınan fakat orijinal bir mimari düzen göstermesi bakımından son derece ilginç bir yapıdır. Kitabesi olmadığı için yapım tarihi belli olmayan ancak mimari özellikleri göz önüne alınarak 13.yy‘a tarihlenen yapı çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye görünümü vermektedir. Birbirine geçme iki bölüm halinde düzenlenmiş olan yapı kompleksine doğudaki beyaz ve siyah mermerden yapılmış portalle giriş sağlanmaktadır. Sanat tarihi açısından oldukça önemli olan ve basit bir bordürün çerçevelediği portalin kapı nişi derin ve kemeri altı sıra stalaktit dolguludur. Altta üzerinde yazı bulunmayan levha ile levhanın iki yanında iki oymalı kabara yer almaktadır. 13.yy. ortalarına tarihlenen bu Selçuklu portalinden giriş holüne geçilmektedir.
Dikdörtgen planlı holün kuzeyinde iki kademeli olarak dışarıya çıkıntı yapan bir kanat mevcuttur. Kuzey duvarında bulunan ocak yeri bu mekanın yapı komleksine ait aşevi olduğunu göstermektedir. Giriş holünün batı duvarında kesme taştan örülmüş, kemerli basit bir kapı ile avluya geçilmektedir. Giriş kapısıyla avlu arasında bir eyvan ve avlu ile eyvanın yanlarında odaların bulunduğu mevcut olan duvar kalıntılarından anlaşılmaktadır. Avlunun güneyinde ise ana eyvan ile eyvanın batısında bir oda, doğusunda türbe yer almaktadır. Sonradan yapılan tadilatlarla ana eyvanın güney duvarına kapı açılarak, bu bölüme geçiş sağlanmıştır. Kalehisar Medresesi
( Behramşah Medresesi) Mahmudiye Köyünün 2-3 km. güneyinde Kaletepe Mevkii denilen alanda yer alan medrese buradaki külliyenin bir parçasıdır. Yapım tarihi belli olmayan yapı, mimari özellikleri bakımından bir Selçuklu yapısı olduğunu göstermektedir. İki eyvanlı tipte, moloz taşla inşa edilen medrese kuzey-güney doğrultusunda kareye yakın bir planda yapılmıştır. Uzun giriş eyvanından üstü açık avluya geçilmektedir. Giriş eyvanının her iki yanında birer dershane odası, giriş ekseninde mihrap nişli ana eyvan ve her iki yanında birer oda yer almaktadır. Avlunun her iki tarafında avluya açılan üçer oda bulunmaktadır. Avluda üzeri tonozlu revak kalıntıları görülmektedir. Yapının portaline ait hiçbir iz kalmamıştır.
Hüseyin Gazi Türbesi Hüseyin Gazi yapı kompleksi içinde bugün iyi durumda bulunan türbe, avlunun güneydoğusunda yer almakta olup, türbenin kapısı avlu tarafında avluya 45 derecelik bir açı yapar şekilde tertiplenmiştir. Türbe dikdörtgen planlı, çapraz tonoz örtülüdür. Dışardan görülen kubbe yalancı olup, sonradan yapılmış olması muhtemeldir. İnşa malzemesi olarak alt kısımlarda taş, üst kısımlara doğru az da olsa tuğla kullanılmıştır. Tuğla ve taş araları horasan harçlıdır. Türbeye yuvarlak kemerli, taş çerçeveli üzeri işlemeli ahşap bir kapı ile giriş sağlanmaktadır. Kapı kemeri üzerinde renkli mermerden yapılmış 12 köşeli yıldız motifi ile kapı üzerinde yine mermerden 4 sıra yazı bulunan kitabe bulunmaktadır. Türbenin duvarlarının iç yüzeyleri tatlı kireç sıvalı olup, üzerinde Allah, Muhammed ve halifelerin isimleri yazılıdır.
Duvarların üst kısmında her duvarda bir adet olmak üzere toplam 4-adet pencere yer almaktadır. Pencereler içten dışa doğru daralarak dikdörtgen çerçeveli küçük birer mazgal pencereyle dışa açılmaktadır. Pencerelerin ikisi üzerinde içinde 5 köşeli yıldız motifi bulunan niş kısmı yer almaktadır. Çapraz tonoz ile örtülü olan türbenin tonozunda iç içe dairevi çizgilerden meydana gelen koyu mavi zemin üzerine beyaz çiçek motifli bir göbek kısmı bulunmaktadır. Türbenin içinde bir adet mezar yer almakta olup, mezarın baş kısmında 12 dilimli sarıklı mermerden bir mezar taşı mevcuttur. Baş taşının ön yüzünde 8 sıra araları cetvelli eski yazı kitabe, arka tarafında ise taban üzerinde kalp şeklinde mermer bir kurna bulunmaktadır.
Demirşıh Türbesi Sungurlu İlçesine bağlı Demirşıh köyünün mezarlığı içinde bulunan türbe, doğu-batı yönünde dıştan dikdörtgen biçimli, kareye yakın iki odadan meydana gelmiştir. Birinci oda 25-30 yıl önce yeniden yapılmış, ikinci oda ise orijinal şeklini korumuştur, Alçak ve sivri kemerli kapı ile türbe kısmına geçilmektedir. Mekan kubbe ile örtülüdür. Cephelerin üç tanesinde pencere, güney duvarında niş yer almaktadır. Yapı malzemesi olarak dış köşelerde sarı kesme taş, duvarlarda toplama taş ve devşirme malzeme kullanılmıştır. Osmanlı Devri türbe yapılarına benzemekle beraber taşra tipindedir. Koyunbaba Türbesi Osmancık İlçe merkezinde bulunan ve
Osmanlı padişahlarından Sultan II. Beyazıt zamanında 1469 tarihinde yaptırılan türbe, yüksekçe bir tepe üzerinde kurulmuştur. Evliya Çelebi’ye göre türbe alanında cami, yemekhane, ziyafet odası, konuk evleri ve kurşun kaplı bir türbe yaptırılmıştır. Ancak, türbe dışındaki yapıların bugün temelleri kalmıştır. Türbenin çift kanatlı, derin oyma tekniği ile işlenmiş ahşap kapısı bugün Çorum Müzesi’nde korunmaktadır. Türbe 1989 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir
Su Kemerleri-Çeşmeler-Köprüler
Baltacı Mehmet Paşa Çeşmesi
Osmancık’ta bulunan çeşme, Baltacı Mehmet Paşa’nın birinci sadrazamlığı sırasında 1705 yılında yaptırdığı dört çeşmeden biri ve ayakta olanıdır. Batıya bakan ön yüzünde beyaz mermerden, üç sütun üzerine 18 mısralık bir kitabesi vardır.
Koyunbaba Köprüsü
Osmancık İlçe merkezinde Kızılırmak üzerinde bulunan Koyunbaba Köprüsü II. Beyazıt zamanında yapılmıştır. Yapımına 1484 yılında başlanmış, 1489 yılında tamamlanmıştır. Uzunluğu 250 m., genişliği 7,5 m. olan köprü dikdörtgen
kesitli sarı kesme taşlardan yapılmıştır. Sivri kemerli 19 gözlüdür. Ancak bugün zamanla ırmak birikintileriyle dolması nedeniyle 15 gözü görülebilmektedir. Adını ünlü Türk velilerinden Koyunbaba’ dan alan köprünün kitabesi Arapça harflerle yazılmıştır. Birbirine paralel 5 sıradan meydana gelmektedir. Kitabede köprüyü yaptırandan bahsedilmekte olup, köprü mimarı hakkında herhangi bir bilgi verilmemektedir. Kitabede: “Yardımından dolayı Allah’a Hamd ve doğru yolun kılavuzu Muhammed ve onun yüce ailesine ve halkı doğru yola yönelten ashabına salat olsun. Dünya, ibret sahiplerinin nazarında hayır ve geçit köprüsüdür. Yaratıklar için sürekli hayat ve sevinç imkansızdır. Ne mutlu o başlangıç ve sonu düşünen kimseye ki, ahiret yolcuğuna devir için sevap edine. Sürüp giden sadaka ise, ne güzel sevaptır.
kesitli sarı kesme taşlardan yapılmıştır. Sivri kemerli 19 gözlüdür. Ancak bugün zamanla ırmak birikintileriyle dolması nedeniyle 15 gözü görülebilmektedir. Adını ünlü Türk velilerinden Koyunbaba’ dan alan köprünün kitabesi Arapça harflerle yazılmıştır. Birbirine paralel 5 sıradan meydana gelmektedir. Kitabede köprüyü yaptırandan bahsedilmekte olup, köprü mimarı hakkında herhangi bir bilgi verilmemektedir. Kitabede: “Yardımından dolayı Allah’a Hamd ve doğru yolun kılavuzu Muhammed ve onun yüce ailesine ve halkı doğru yola yönelten ashabına salat olsun. Dünya, ibret sahiplerinin nazarında hayır ve geçit köprüsüdür. Yaratıklar için sürekli hayat ve sevinç imkansızdır. Ne mutlu o başlangıç ve sonu düşünen kimseye ki, ahiret yolcuğuna devir için sevap edine. Sürüp giden sadaka ise, ne güzel sevaptır.
Sadır ola bu yüce emir, bütün ülkelerde sürekli geçerli olsun.
Ulu, adaletli, bilgin sultan ve yiğit, yüce hakan, milletlerin yönetimini elinde tutan, arap ve acem sultanlarının sultanı, gazi ve mücahitlerin efendisi, kafir ve müşrikleri kahreden, krallar sultanı ve denizler hakanı, ihsan ve kudret sahibi Allah’ın desteklediği “ Sultan Ebül-Fetih Beyazıt bin Mehmet Han”. Allah onun saltanatını gece ve gündüzler birbirini izledikçe sürdürsün. Kıyamet gününde sevaba ermek, üzerinden geçenlere ibret olmak, umum tarafından faydalanılmak amacıyla sürekli bir hayır olan bu değerli köprünün sağlam olarak yapılmasını emreyledi. Bu hayırlı eserin tesisi, 889 senesinin Şaban ayında başlandı ve 894 senesinde tamam oldu “ denilmektedir.
ÇORUM İLİ KALELER VE KULELER
ÇORUM İLİ KALELER VE KULELER
İskilip Kalesi
İlçe merkezinde bulunan ve Osmanlı Dönemine tarihlenen kalenin üç yanı sarp kayalık olup, sadece kuzey-batıdan çıkış mümkündür. Kalenin inşa edildiği sarp kayalığın eteklerinde Roma Devrine ait kaya mezarları bulunmaktadır.
Osmancık Kandiber Kalesi
İlçe Merkezinde Kızılırmak’ın kuzey kenarındaki tabii kayalığın üzerine inşa edilmiştir. Selçuklu Dönemine tarihlenen kale içinde ikinci bir kapı daha bulunmaktadır. Kale, İstanbul’dan Amasya’ya uzanan ticaret yolu üzerindedir. Kalenin güneyinde Roma Dönemi kaya mezarları yer almaktadır.
Çorum Saat Kulesi
Şehrin merkezinde ve minare stilinde yapılmıştır. Beşiktaş Muhafızı
Çorumlu Yedi-Sekiz Hasan Paşa tarafından 1894 yılında yaptırılmıştır. Güneye açılan yuvarlak kemerli kapısı üzerinde, 8 sıralı araları cetvelli ve 1312 tarihli mermer kitabede: Kitabede; “Şehinşah-ı zaman Abdülhamid Han-ı keremkarın Ferman-ı kiramından Hasan Paşa-yı bihemta Bütün evkatını vakf eyledi ihya-i hayrata Muvvaffak eylesun her dem anı amaline Mevla Bu saat kulesi ez cümle hayrat-ı güzininden Yapıldı yümn-ü evferle bu şehri eyledi ihya Çıkup bir vakt-i eşrefde yazıldı babına tarih Bu mikat-i celili yapdı bak Lütfi Hasan Paşa, 1312” yazılıdır. Sarı renkli kesme kum taşından yapılan kulede, sekizgen kaideden
Çorumlu Yedi-Sekiz Hasan Paşa tarafından 1894 yılında yaptırılmıştır. Güneye açılan yuvarlak kemerli kapısı üzerinde, 8 sıralı araları cetvelli ve 1312 tarihli mermer kitabede: Kitabede; “Şehinşah-ı zaman Abdülhamid Han-ı keremkarın Ferman-ı kiramından Hasan Paşa-yı bihemta Bütün evkatını vakf eyledi ihya-i hayrata Muvvaffak eylesun her dem anı amaline Mevla Bu saat kulesi ez cümle hayrat-ı güzininden Yapıldı yümn-ü evferle bu şehri eyledi ihya Çıkup bir vakt-i eşrefde yazıldı babına tarih Bu mikat-i celili yapdı bak Lütfi Hasan Paşa, 1312” yazılıdır. Sarı renkli kesme kum taşından yapılan kulede, sekizgen kaideden
Anıtlar-Meydanlar
İskilip Kaya Mezarı :
İskilip merkezinde bulunan Osmanlı dönemine ait 100 m yükseklikteki tabi bir kaya üzerine inşa edilmiş,kalenin güney ve güneydoğu eteğinde Roma dönemine ait kaya mezarları bulunmaktadır.Güneydoğusunda bulunan kaya mezarının iki sütunlu dikdörtgen bir girişi vardır.Yuvarlak sütun gövdeleri yukarı doğru inmektedir.Başlıklarda bulunan bilezikler üzerinde oturmuş birer aslan bulunmaktadır.
Sütun başlıkları üzerindeki üçgen alınlık içerisinde ise yatar durumda karşılıklı kanatlı iki aslan figürü bulunmaktadır. Kabartmalardan birinin elinde kılıç,diğerinin elinde kadeh mevcuttur.Mezar odası içerisinde iki adet ölü sekisi bulunmaktadır.. Laçin Kapılıkaya Anıtsal Kaya Mezarı : Çorum’un yaklaşık 27 km. kuzeyinde,Kırkdilim mevkiinde oldukça sarp , kayalık ve akarsu tarafından yarılmış derin vadilerin oluşturduğu engebeli arazi üzerinde,kuzeye doğru uzanan bir kaya blokunun burun kısmının kuzey-batı köşesinde yer almaktadır.
Sütun başlıkları üzerindeki üçgen alınlık içerisinde ise yatar durumda karşılıklı kanatlı iki aslan figürü bulunmaktadır. Kabartmalardan birinin elinde kılıç,diğerinin elinde kadeh mevcuttur.Mezar odası içerisinde iki adet ölü sekisi bulunmaktadır.. Laçin Kapılıkaya Anıtsal Kaya Mezarı : Çorum’un yaklaşık 27 km. kuzeyinde,Kırkdilim mevkiinde oldukça sarp , kayalık ve akarsu tarafından yarılmış derin vadilerin oluşturduğu engebeli arazi üzerinde,kuzeye doğru uzanan bir kaya blokunun burun kısmının kuzey-batı köşesinde yer almaktadır.
Komutan İKEZİOS’a ait hellenistik dönem kaya mezarı olup,M.Ö. II.yüzyıla tarihlenmektedir. Çay seviyesinden 65 m. Yükseklikteki kaya mezarının yamuk biçimli bir podyum zemini vardır.Bu podyumdan 8 basamaklı merdivenle ikinci platformda ,oradan da 12 basamaklı merdivenle mezar önündeki podyuma geçilmektedir.
Mezar odasının kapısı üzerinde “İKEZİOS”yazısı okunmaktadır. Mezar odası kareplanlı olup,girişin sağ ve solunda niş şeklinde oyulmuş ölü şekilleri vardır.
Gerdek Kaya Mezarı:
Alaca ilçesinin 18 kilometre kuzeyinde, Camili Köyü sınırları içerisindedir. Yerleşimin doğusundaki kayaya oyulan üç sütunlu mezar, M.Ö. 2. yüzyıl Helenistik döneme tarihlenir. Gerdek Kaya Mezarı yakınlarında ayrıca, Alaca Vadisi’nin girişindeki su kanalları görülebilir.
ÇORUM İLİ ÖREN YERLERİ
ÇORUM İLİ ÖREN YERLERİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder